For this clever infographic and much more visit Emmanuel Cornet's webpage: http://www.bonkersworld.net/
My online archive of all the stuff I write or find about technology, innovation, leadership, entertainment, business and anything matters... Stay tuned!
Thursday, September 8, 2011
Organizational Design!
For this clever infographic and much more visit Emmanuel Cornet's webpage: http://www.bonkersworld.net/
Thursday, July 14, 2011
Apple'ın suyusunu çıkarmak!
Ama bugün farkettiğim bir kitap (ki yeni de değilmiş, Amerika'da 11 Eylül 2009'da çıkmış) bana, yok artık dedirtti. Kitabın ismi şöyle: The Presentation Secrets of Steve Jobs: How to Be Insanely Great in Front of Any Audience ve yazarı Carmine Gallo isimli (bana göre fırsatçı) bir Businessweek.com yazarı.
Sunum yeteneği elbette öğrenilebilen ve geliştirilebilen birşey ama elinizde bir iPad ya da bir MacBook Air olmadan bu sunumları böyle etkileyici yapabilir misiniz acaba? Bence Jobs'un asıl başarısı, onu bu sahneye taşıyan inovasyona dayalı şirket kültürü ve ürün geliştirme/pazarlama stratejilerinde yatıyor. Bunları sağladıktan sonra böyle sunum yapmak zaten işin en kolay kısmı.
Sonuç olarak Jobs'un etinden ve sütünden faydalandık, geriye bir sunum yeteneği kaldı ve onu da kapacağız diyorsanız sizi aşağıdaki linke davet ediyorum. Ama bir mucize de beklemeyin derim :-)
Sunday, December 26, 2010
The best of 2010 about me
Sevgili lise arkadaşım Ata İsmet Özçelik'in kendi blog'unda önerdiği bir konuyu değerlendirerek ben de kendim için bir "2010'daki Enler" listesi yapmaya karar verdim.
En iyi film: The Social Network
En iyi dizi: LOST
En iyi kitap: Marshall Goldsmith - What Got You Here, Won't Get You There
En iyi konser: Sertap Erener - Kuruçeşme Arena
En iyi tiyatro: 6 Haftada 6 Dans Dersi
En iyi show: Cirque du Soleil - Mystere (Las Vegas)
En iyi oyun: Angry Birds
En iyi tatil gezisi: Amerika
En iyi yemek: Chicago stili pizza
En iyi yabancı albüm: Pink Martini - Spelendor In The Grass
En iyi yerli albüm: Sertap Erener - Rengarenk
En iyi gadget: Experia X10i
En iyi web start-up: Grupanya
En iyi web sitesi: Twitter
En iyi marka: Apple
En iyi mobil uygulama: Foursquare
En önemli olay: Kariyerimdeki değişiklikler
En büyük şanssızlık: THY'nin attığı bilet kazığı
En büyük hayalkırıklığı: LOST'un son bölümü
Ata'nın listesi ve güzel blog'u için de buraya tıklayın.
Sevgiler.
Wednesday, December 22, 2010
The Innovation Secrets of Steve Jobs
Nisan 2010′da Fast Company dergisinin düzenlediği “Innovation Uncensored” adlı konferansta konuşan Nike Genel Müdürü Mark Parker göreve yeni başladığında Steve Jobs’la arasında geçen bir konuşmayı anlattı. Jobs’a herhangi bir tavsiyesi olup olmadığını sorduğunda “Nike dünyanın en iyi ürünlerinden bazılarını yapıyor, olağanüstü güzellikte, çarpıcı ürünler. ancak çok miktarda kötü ürün de yapıyorsunuz. Kötü ürünlerden kurtulup iyilere odaklanın.” cevabını almış.
Parker, “Kısa bir sessizlikten sonra gülmesini bekledim, kısa bir sessizlik gerçekten oldu ama kimse gülmüyordu. Kesinlikle haklıydı. Düzenlemeler yapmak zorundaydık.” sözleriyle konuşmayı anlatmaya devam etti.
Parker düzenleme kelimesini tasarımlar için değil iş kararları için kullanıyordu. Odaklanma iyi tasarımlara yol açtığı gibi iyi iş kararlarına da yol açar. Tim Cook iktisat okullarında geleneksel olarak öğretilen yönetim felsefesinin ürün yelpazesini genişleterek riskleri azaltmayı tavsiye ettiğini ancak az sayıda ürüne bütün kaynaklarını adayıp o ürünleri mümkün olan en iyi şekilde üretmeyi tercih eden Apple’ın, anti-iktisat okulu felsefesini temsil ettiğini söylüyor.
Steve Jobs da 2008’de Fortune Magazine’e verdiği bir röportajda “Apple’dan başka 30′dan az ana ürünü olan ve 30 milyar dolardan daha değerli olan başka firma var mı bilmiyorum” demişti.
Jobs; “Geçmişteki büyük tüketici elektroniği firmaları binlerce ürüne sahipti. Biz daha fazla odaklanmaya eğilimliyiz. İnsanlar odaklanmanın ilgilendiğiniz türde ürünlere “evet” demek olduğunu düşünüyorlar. Ancak bize göre odaklanma bunun tam tersi, odaklanma karşınıza çıkan yüzlerce iyi fikre “hayır” diyebilmek. Seçimlerinizi çok dikkatli yapmalısınız. Yapmış olduğumuz şeyler kadar yapmadığımız şeyler için de gurur duyuyorum. Bunun en net örneği yıllarca bir PDA üretmek için piyasa baskısı hissetmemiz. Ancak PDA kullanan insanların %90′ının bu araçları sadece yolda bilgi edinmek için kullandığını fark ettik. Kullanıcılar PDA’larine bilgi yüklemiyorlardı. Kısa süre sonra cep telefonlarının da bu amaçla kullanılabileceğini, bu yüzden de PDA pazarı şimdiki boyutunun küçük bir yüzdesine kadar küçülerek devam ettirilebilir olma özelliğini yitireceğini öngördük. Bu yüzden PDA pazarına girmemeye karar verdik. Bunu yapmasaydık iPod’u geliştirmek için kullandığımız kaynaklara sahip olmayacaktık.
Apple’ın erken döneminde baş yatırımcı Mike Markkula, Apple çalışanlarına gönderdiği mesajda pazarlama stratejilerini özetledi. Mesajda odaklanmanın öneminden bahseden yatırımcı “yapmaya karar verdiğimiz işleri iyi yapabilmek için diğer tüm önemsiz fırsatları görmezden gelmeliyiz, kalan fırsatlardan sadece iyi yapabilecek kaynaklara sahip olduklarımızı seçmeli ve bütün çabamızı o fırsatlar üzerinde yoğunlaştırmalıyız.”
Ürün tasarımı ve iş stratejisinde eksiltme genellikle katma değer yaratır. Matthew May bu durumu “İster bir üründen, ister bir performanstan, bir pazardan ya da organizasyondan bahsediyor olalım, ekleme alışkanlığımız, tutarsızlık, aşırı yükleme ya da israfa veya bunların üçüne birden yol açar” sözleriyle özetlerken, Küçük Prens’in yazarı Antoine de Saint-Exupéry de “Bir tasarımcı mükemmele ulaştığını ekleyecek hiçbir şey kalmadığında değil, çıkaracak hiçbir şey kalmadığında anlar” sözleriyle Apple’ın felsefesini yıllar öncesinden özetler gibi konuşmuş.
Peki her firma Apple’ın yöntemiyle inovasyon yapabilir mi? Cavap, hayır. Apple’ın yenilikçiliğinin arkasındaki prensipleri herkes öğrenebilir, ancak inovasyon cesaret ister, bu da herkesin sahip olmadığı bir özelliktir. Jobs’un 1998′de yaptığı gibi, bir firmanın ürün sayısını 350′den 10′a indirmek büyük bir cesaret örneği. Jobs’ın iPhone’da yaptığı gibi, Bir akıllı telefonun klavyesini ortadan kaldırıp kalan alanı daha büyük bir ekran olarak değerlendirmek cesaret ister. Apple’ın Snow Leopard’da yaptığı gibi, daha stabil ve güvenilir olması için bir işletim sisteminden kodları çıkarmak cesaret ister. Steve Jobs’ın sunumlarında sık sık yaptığı gibi, bir PowerPoint slaydından bir kelime dışındaki bütün kelimeleri silmek cesaret ister. Firma web sitesinin ana sayfasında sadece bir ürüne yer vermek cesaret ister. Bir yılda rakiplerin piyasaya bir ayda sürdüğünden daha az ürün sürmek cesaret ister. Adobe Flash’ın modern mobil çağa uygun olmadığını söylemek gibi, kullanıcılar tarafından iyi karşılanmayan davranışlarda bulunmak cesaret ister. Bir çocuğun kolaylıkla kullanacağı bir ürün yaratmak cesaret ister.
Çeviren: Emre ÇEVİKOL
Kaynak: http://www.fastcompany.com/
Sunday, October 31, 2010
Yeni Medya Düzeni Konferansı
Konuşmanın ana başlığı: “Tablet Çağında Medyanın Geleceği” idi. Chris Anderson, derginin iPad uygulaması üzerinden yürüttüğü sunumunda tablet bilgisayarların ‘kültür tüketimine getirdiği farklılıkla yeni bir çağı başlattığını’ söyledi. iPad’i bir telefonun taşınabilirliğini, kullanım esnekliği ile birleştirebilmiş bir cihaz olarak adlandırdı.
Film izlenip müzik dinlenebilen, kitap ve gazete okunabilen, kullanıcıya çok farklı uygulama ve deneyimleri sadece tek bir ekranda yaşatan tabletlerin “bir yaşam biçimi” haline geleceğini savundu. “Kindle, insanların ekrandan kitap okuyabileceğini kanıtladı” diyen Anderson iPad’i aşağıdaki formülle özetledi:
iPad = iPhone + Kindle + Bulut (Cloud)
Tabletlerde kullanıcı dikkatinin basılı ve web sayfalara kıyasla çok daha fazla olduğunu belirten Anderson bunu rakamlarla da gösterdi:
Basılı yayın: 60 dakika
Web: 3 dakika
iPhone: 55 dakika
iPad: 100 dakika
Tabletler, beş ana unsuru mobil olarak kullanıma sokuyor:
1. Web’de gezinme
2. Oyunlar
3. Yararlı uygulamalar (apps)
4. Zengin multimedya deneyimi
5. Video
Tabletleri üçüncü jenerasyon bilgisayar teknolojisi olarak nitelendiren Anderson şöyle ekledi: “Çok uzak olmayan gelecekte netbook’ların yerini alacağını düşünüyorum”.
Geleneksel bilgisayar uygulamalarında tabletlere kayarken de aşağıdaki değişimlerin gerçekleşeceğini belirtti:
Klavye --> Parmak
İş --> Oyun
İlgi dağınık --> Odaklı ilgi
3 dk.’lık oturumlar --> 40 dk.’lık oturumlar
Ücretsiz --> Paralı
Wired dergisinin iPad uygulaması üzerinde grafik ve gezinme özelliklerini gösteren Anderson, bu keyifli deneyimi yaşamak için kullanıcının, derginin basılı edisyonundan bile daha fazla ücret ödeyerek abone olduğunu söyledi. “Tablet bilgisayarlar, mobil iletişimin içine doğan kuşağın medya taşıyıcısı olacak” diyen Anderson’a göre özel içeriği ücretlendirme dışında uygulamalar için henüz farklı gelir modelleri kurulamadığını belirtti. Wired’in iPad uygulaması ayda yaklaşık 200.000 kere indirilmiş ve şu anda en popüler iPad uygulamaları listesinde 1 numara.
Arthur Sulzberger (New York Times’in CEO’):
Konuşmasına, "Dijital medyanın en önemli işlevi demokrasiyi canlı tutmaktır" diye başlayan Sulzberger, "New York Times okuru gazetesinin baskı haline bağlı bir okurdur. Her gün en az yarım saatinin gazetesini okumaya ayırır. (Ortalama gazete okuma süresi 10 dakika iken) Ancak yine de kurum olarak, okuyucunun çoğunluğu neredeyse oraya gitmemiz gerektiğini biliyoruz. “ dedi.
New York Times'ın 15 yıllık internet gazeteciliği serüvenini anlatan Suzlberger, bu süreçte tek değişmeyen şeyin habere olan bağlılık olduğunun altını çizdi. 1995’de sadece 25.000 hit alan NYT internet sitesi 2010 yılında bu rakamı 16 milyon seviyelerine taşımış. Facebook ve Twitter'ın gazetelerin görünürlüğünü artırdığını belirten NYT CEO'su, bu sitelerde haberlerin spor ve magazin konularından daha fazla paylaşıldığını söyleyerek, haberin yeni medya düzeninde de önemini koruduğuna işaret etti.
"Haber olmazsa, yeni medya alanında gösterilen tüm çabalar yersiz olur" diyen Sulzberger, gazetesinin internet sitesinin 2011 yılından itibaren kademeli bir şekilde ücretli içerik sağlayacağını da duyurdu.
Dünyanın en etkili medya gruplarından birini yöneten Sulzberger, yeni medya düzeninde geçerli olacak 3 temel fikri ise şöyle sıraladı:
1. Kaliteli bilgi her zaman gerekli olacak.
2. Daha fazla insan gazetelere ulaşabilecek ve gazetecilik yapabilecek.
3. Demokrasi gazeteciliğin düzgün işlemesine bağlı olacak.
David Goodman (CBS Interactive Music Başkanı):
last.fm, radio.com, AOL Music, Yahoo! Music gibi markalarla müzik sektörünün en büyüklerinden biri olan CBS İnterakif Müzik'in başındaki isim David Goodman radyo ve online radyo servisleri hakkında konuşurken, radyonun geleceğine dair de öngörülerde bulundu.
İnternet ve online radyo servisleriyle beraber radyonun öldüğü tespitlerine katılmayan CBS yöneticisi, "Günlük 236 milyondan fazla kişiye ulaşan radyo tamamen hayatta ama başka bir şeye dönüşüyor." dedi. Goodman, klasik radyoyu ücretsiz müzik yayını yapan bir servis olarak nitelerken online radyoyu kişiselleştirilebilir, çok daha çeşitli, çok daha güçlü bir hizmet olarak tanımladı ve online radyoda ücretli üyelik gibi farklı ekonomik modellerin de uygulanabildiğinin altını çizdi.
Goodman'a göre online servisler sayesinde artık daha çok yayın, daha çok radyo istasyonu ve bundan dolayı da çok daha fazla müzik var. Müziğe erişim de artık daha kolay. "İnternete bağlı her cihaz bir radyoya dönüştü." diyen Goodman, CBS'in cep telefonundan radyo dinleyen kullanıcı kitlesinin iPhone aplikasyonu gibi özellikler sayesinde son iki yılda 2 milyondan 13 milyona çıktığını açıkladı.
Online radyonun kolay erişim, fazla seçenek ve fonksiyonellik sayesinde üstünlük sağlayacağını öngören Goodman, telif sorunları ve streaming kalitesinin yükselmesiyle online radyonun yükselişinin daha da hızlı olacağını ifade etti.
Cenk Uygur (The Young Turks Platformunun Kurucusu):
Konferansa video konferans ile Los Angeles’dan katılan ve aylık 18 milyondan fazla izlenmeyle YouTube iş ortakları arasında ilk 100’e giren, internet üzerinden canlı yayınlanan ilk günlük talk show ‘The Young Turks-Genç Türkler’in sunucusu Cenk Uygur kısa sürede bir fenomen haline gelen programının bunu sıfırdan başlayarak nasıl gerçekleştirdiğini Yeni Medya Düzeni konferansında anlattı.
“Televizyonda ya da radyoda bir talk show hazırlıyorsanız, başlangıçta belirli bir izleyicinizin olması garantidir ancak bunu internette yaparsanız başlangıçta kimsenin sizden haberi yoktur” diyen Uygur’un başarılı olacağına başlangıçta kimse inanmamış. Ancak kendi değişiyle o ve ekibi internete, internet de onlara inanmış. Programın başarısının temelinde izleyici ile olan güven ilişkisi yatıyor. Elbette izleyiciyi çekmek için farklı ve otantik olmak gerekiyor. Ancak Uygur’a göre bu yeterli değil, programın yararlı olması ve bir değer taşıması başarı için olmazsa olmazlardan.
Peki bu programı internette yapmak ne anlama geliyor? “Programınız ulusal kanalda da yayınlanıyor olsa dünya genelinde yerel kalıyorsunuz ancak YouTube’da olursanız dünyadaki her eve girebilirsiniz” diyerek cevaplıyor Uygur. Ancak vurgulanması gereken bir şey daha var. Kendi internet sitenizde yayın yapıyorsanız bu da bir anlamda internet üzerinde yerel kalmak anlamına gelebilir, ulaştığınız kitle yine de sınırlı kalabilir. Ancak The Young Turks’un yaptığı gibi YouTube ile işbirliği yaparsanız internette de evrenseli yakalamışsınız demektir. YouTube’un aynı zamanda dünyanın ikinci en büyük arama motoru olduğunun da altını çizen Uygur, bu sayede programının ne kadar erişilebilir olduğunu belirtiyor.
Uygur’a göre gelecek internet televizyonculuğunun olacak. Google TV ve Apple TV’yi hatırlatarak, insanların gelecekte zaplama yapmayacağını, izleyecekleri program ya da dizinin adını yazarak istediği şeyi istediği zamanda izleyebileceklerini söylüyor ve ekliyor “bu bizim program için iyi ancak TV kanalları için tam bir kabus olacak.”
Seth Godin (Pazarlama Gurusu):
Salona video konferansla New York’tan bağlanan ve değişime uymak yerine direnmenin hata olacağını söyleyen Godin, televizyonun değişeceğini iddia etti. Ancak değişen medya düzeninde eski alışkanlıklar ile pazarlama yapmanın en büyük hata olacağını belirtti.
Hayatta bir çok şeyin sanki bir kullanım kılavuzuna göre yapıldığını, farkın, bunun dışına çıkmak olduğunu “üçüncü pasta örneği” ile anlattı:
“Pastayı ilk seferde tarifine uygun olarak yaparsın. İkinci sefer de tarifine göre yaparsın. Ancak üçüncü seferde doğaçlama ile daha iyisini yapmaya çalışırsın. Çok büyük ihtimalle başarısız olursun ve önüne iki seçenek çıkar: Ya denemeye devam edeceksin, ya da tarife geri döneceksin… İnovasyon, denemek ve hata yapmakla eş anlamlıdır ve sadece denemeye devam edenler mükemmel bir tatla (inovasyonla) ödüllendirilirler.”
"Devrimler imkansızı başarır" diyen Godin bunu da şöyle açıkladı:
Henry Ford Model T’yi üretmeden hemen önce: “Ben otomobil diye bir şey üreteceğim, devlet de otomobil için yollar yapacak, şirketler petrol çıkartıp, benzin istasyonu ağı kuracak, McDonalds drive-in’ler açacak”, dese kim inanırdı...
İnsanların okullarda gereksiz bilgiler ile doldurulduğunu, adeta bir makine için değiştirilebilen parçalar haline getirildiği söyleyen Godin, problem çözen insanlar yerine işçiler yaratıldığını ifade etti ve şöyle dedi: "Eğer sisteme uyuyorsanız fark edilmezsiniz. Sıradan insanlar fark yaratamaz, farkı farklı insanlar yaratır."
CMO (Chief Marketing Officer) ünvanının değişmesi ve Chief Movement Officer olması gerektiğinin altını çizen Godin, pazarlamanın şirketleri ileri itmesi ve liderlik etmesi gerektiğini belirtti ve pazarlamada daha ucuzu önermenin hata olduğunu, “her zaman (senden) daha ucuz olan vardır” diyerek sözlerini tamamladı.
Sunday, October 24, 2010
İnternette başarı için ne gerekli?
Benim de kişisel olarak en çok ilgimi çeken üç şirketi aşağıda bulabilirsiniz:
KARARLILIK
Steve Jobs
Apple/NeXt/Pixar
'Kararlılık' sözcüğü için sözlükteki karşılığına bakarken yanında Steve Jobs'un ismi yazmıyorsa sözlükte bir hata olduğu düşünülebilir. Jobs 2005'te Stanford Üniversitesi'nde yaptığı ünlü konuşmasında genç mezunlara 'kararlılık' hakkında bolca öğüt vermişti. Jobs 1980'lerde kendi kurduğu şirketi Apple'dan nasıl kovulduğunu ve yaşadıklarını şu şekilde özetledi: "30 yaşındaydım ve kapı dışarı edilmiştim. Endişe, bir girişimcinin hayatında olmazsa olmaz hislerden biridir, fakat kurduğum şirketin tepesindeyken alaşağı edilip şirketi başkalarının elinde görmek gibisi yok."
Steve Jobs yaşadığı çaresizliği, 'iCon' adlı kitapta intihar planları yaptığını açıklayarak dile getimişti. Çoğu insanın vazgeçeceği noktada Jobs'un kararlılığı ortaya çıktı. O zamanlarda iki sıradan şirket olan Pixar ve Next'i çok yüksek noktalara taşıdı ve sonunda zor durumdaki Apple'ın başına geçerek şirketi zirveye oturttu. Jobs'un silikon vadisinde kalma konusundaki kararlığı başarısının 'açık formülü'.
YENİLİKÇİLİK
Sergey Brin ve Larry Page
Google'ı kurucuları Sergey Brin ve Larry Page para peşinde koşan iki işadamı değildi. Sadece en iyi arama teknolojisini oluşturmaya çalışan iki 'hacker'dılar. Google'ı yapılandırırken bu işin nasıl sonuçlanacağına dair net bir fikirleri de yoktu. İçlerinde sadece yeni bir şey üretme isteği ve gerçekten üst düzey bir teknoloji açlığı vardı. 90'lara ağırlığını koyan Yahoo! ve Lycos gibi birçok arama motoru, Google'un bindiği treni kaçırdılar ve şimdi sadece uzaktan izlemekle yetiniyorlar. İkili, Google Adwords açılıncaya kadar yeterince para kazanamadı, fakat adanmışlıkları ve sabırlarıyla internet devriminde önemli rol sahibi oldular.
DENEYSELLİK
Mark Zuckerberg
Başarılı girişimciler yarattıkları ürün başarılı olduktan sonra rahat koltuklarının, zaferin tadını çıkarmayı severler. Normal olarak başarıya ulaşmış bir üründe büyük değşikilikler yapmak grişimcileri genelde korkutur. Bu görüşün en büyük düşmanı Facebook kurucusu Mark Zuckerberg’ten başkası olmasa gerek. Facebook dev bir sosyal iletişim ağı haline geldikten sonra bile Zuckerberg sitenin arayüzünde köklü değişiklikler yapmaktan hiç çekinmedi. Yaptığı hamlelerle tabuları yıkan Zuckerberg değişimle en başta eleştiriler alsa da şu anda işler oldukça iyi gidiyor gibi gözüküyor. Yapılan değşikilik sonrasında Facebook değerini ikiye katladı ve hala büyümeye devam ediyor.
Diğer karakter özellikleri ve başarı hikayeleri için NTVMSNBC'deki ana yazıdan devam edebilirsiniz:
http://www.ntvmsnbc.com/id/25050558/
Bu listeye önümüzdeki yıllarda elbette daha bir çok şirket eklenecek ve girişimcileri yine farklı özellikleri ile ön plana çıkmaya devam edecek... Çok yaşa girişimcilik çağı!
Sunday, June 27, 2010
Monday, April 19, 2010
The 25 Most Innovative Companies 2010
http://images.businessweek.com/ss/10/04/0415_most_innovative_companies/index.htm
Or check the below list:
Some highlights from the list:
- 5 computer (hardware&software), 2 automotive, 2 customer electronics companies in top ten. Only GE is left out, because it is not easy to categorize it.
- 6 from USA, 2 from Japan, 1 from South Korea and 1 from China.
- Automotive giant BYD is the first chinese firm to get to this list, however, it is likely to foresee it won't be the last!
Tuesday, February 2, 2010
After iPad which e-reader is the best?

It is look like with it's (only) 11 hours battery lifetime iPad has a very long way to compete with the old dogs like Kindle and Nook. However I am sure that Jobs has already something in his mind! ;-) I don't know you but I still have 9 months to decide and it is look like Kindle 2 is still the most favourable one, with its reliable software, reasonable price and wide content at this very moment. We will see which one it will be! I will be following the news closely thanks to the services like PaidContent.
Thursday, January 21, 2010
Google vs. Apple?
.jpg)